SOHBET - CHAT

http://yarisma.hurriyet.com.tr/images/banner.gif" style="font-size: 11px; width: 377px; font-family: arial; height: 46px;" onclick="focus();select();" name="http://yarisma.hurriyet.com.tr/images/banner.gif" rows="3" cols="14">

http://yarisma.hurriyet.com.tr/images/banner.gif" style="font-size: 11px; width: 377px; font-family: arial; height: 46px;" onclick="focus();select();" name="http://yarisma.hurriyet.com.tr/images/banner.gif" rows="3" cols="14">

23 Ocak 2008 Çarşamba

MUTLULUĞUN GİZİ

Bir tüccar Mutluluğun Gizi’ni öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin yanına yollamış. Delikanlı bir çölde kırk gün yürüdükten sonra, sonunda bir tepenin üzerinde bulunan güzel bir şatoya varmış. Söz konusu bilge burada yaşıyormuş.
Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği salonda hummalı bir manzarayla karşılaşmış: Tüccarlar girip çıkıyor, insanlar bir köşede sohbet ediyor, bir orkestra tatlı ezgiler çalıyormuş, dünyanın dört bir yanından gelmiş lezzetli yiyeceklerle dolu bir masa da varmış. Bilge sırayla insanlarla konuşuyormuş ve bizim delikanlı kendi sırasının gelmesi için iki saat beklemek zorunda kalmış.
Delikanlının ziyaret nedenini açıklamasını dikkatle dinlemiş bilge, ama Mutluluğun Gizi’ni açıklayacak zamanı olmadığını söylemiş ona. Gidip sarayda dolaşmasını, kendisini iki saat sonra görmeye gelmesini salık vermiş. ‘Ama sizden bir ricada bulunacağım’, diye eklemiş bilge, delikanlının eline bir kaşık verip sonra bu kaşığa iki damla sıvıyağ koymuş. ‘Sarayı dolaşırken bu kaşığı elinizde tutacak ve yağı dökmeyeceksiniz’.
Delikanlı sarayın merdivenlerini inip-çıkmaya başlamış, gözünü kaşıktan ayırmıyormuş. İki saat sonra bilgenin huzuruna çıkmış. ‘Güzel, demiş bilge, peki yemek salonumdaki Acem halılarını gördünüz mü? Bahçıvan Başı’nın yaratmak için on yıl çalıştığı bahçeyi gördünüz mü? Kütüphanemdeki güzel parşömenleri fark ettiniz mi?’ Utanan delikanlı hiçbir şey göremediğini itiraf etmek zorunda kalmış. Çünkü bilgenin kendisine verdiği iki damla yağı dökmemeye çabalamış, başka bir şeye dikkat edememiş. ‘Öyleyse git, evrenimin harikalarını tanı’, demiş ona bilge. ‘Oturduğu evi tanımadan bir insana güvenemezsin.’
İçi rahatlayan delikanlı kaşığı alıp sarayı gezmeye çıkmış. Bu kez, duvarlara asılmış, tavanları süsleyen sanat yapıtlarına dikkat ediyormuş. Bahçeleri, çevredeki dağları, çiçeklerin güzelliğini, bulundukları yerlere yakışan sanat yapıtlarının zarafetini görmüş. Bilgenin yanına dönünce, gördüklerini bütün ayrıntılarıyla anlatmış.
‘Peki sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede?’ diye sormuş bilge. Kaşığa bakan delikanlı, iki damla yağın dökülmüş olduğunu görmüş. ‘Peki’, demiş bunun üzerine bilgeler bilgesi, ‘sana verebileceğim tek bir öğüt var: Mutluluğun Gizi dünyanın bütün harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan.’



Bu da benim okuyup çok beğendiğim kitaplardan biri. Bu kitapta çok etkileyici yazılar var buda bir tanesi çok ibret verici dersler olan bir kitap. Başka yazılarda var bulabilirsem sizlerle onlarıda paylaşacağım..

4 yorum:

Adsız dedi ki...

CANIM GÜNAYDIN,GÜZEL BIR GÜN DILEMEYE GELDIM.

UMARIM HERKES HAYATINI MUTLU VE REFFAH ICINDE GECIRIR INSALLAH CANIMCIM:)))

Adsız dedi ki...

CANIM YORUMLARIN ICIN TESEKKÜR EDERIM,PEYNIR ICIN BENDE BIR SITEDE BU TARIFI BULDUGUM ZAMAN,AYNEN HEMEN DENEMEK ICIN KOLLARI SIVAMISTIM CANIM.
BÖREKLER ICIN IDEAL OLUYOR.BIR KAC KEZ YAPTIM BEN.
BU ARALAR TEKRAR YAPMALI:)))

made in funda dedi ki...

canım beni hiç yalnız bırakmıyosun.çooook çok teşekkür ederim.ilk yorum senden oluyor genelde.çok kitap okuyan biriyim,simyacıyı da okumuştıum.senin de kitabı sevmene inanılmaz sevindim canım.sevgiler gönderiyorum sana.

akasyakokusu dedi ki...

canım fulyacım koşuyorum yok maratondayım canım bakındım biraz..ama çok yoruldum inan bir bardak çay ver bari..sen çayı doldurakoy ben az daha turlayım arkadaşları...